Leiomyoma, düz kas hücrelerinden gelişen, iyi huylu tümörlerdir. Leiomyoma, “leio-” (düz kas) ve “-myoma” (tümör) köklerinden türetilmiştir. Genellikle rahimde, ancak nadiren mesanede, yemek borusunda, bağırsaklarda veya ciltte de görülebilirler. Rahimdeki leiomyomalar, fibroidler olarak bilinir ve kadınlarda en sık görülen tümör türüdür.
Leiomyoma’lar, genellikle yavaş büyüyen ve kanserleşme eğilimi göstermeyen tümörlerdir. Bununla birlikte, büyüdükçe rahatsızlık verici semptomlara neden olabilir ve bazı vakalarda tedavi gerektirebilir.
Leiomyoma Türleri
Leiomyomalar, geliştiği dokuya ve yerleşim yerine göre farklı türlerde sınıflandırılabilir. Rahim içinde bulunan leiomyomalar için kullanılan bazı yaygın terimler aşağıda verilmiştir:
1. Submukozal Leiomyomalar
Submukozal leiomyomalar, rahmin iç kısmındaki (endometrium) kas dokusundan gelişen tümörlerdir. Bu tür tümörler, rahim boşluğunu daraltabilir ve menstruasyon bozukluklarına, şiddetli kanamalara ve infertiliteye yol açabilir. Submukozal leiomyomalar, genellikle rahimdeki en ağrılı ve semptomatik türdür.
2. Intramural Leiomyomalar
Intramural leiomyomalar, rahmin kas tabakasında yer alan ve rahim duvarı içinde büyüyen tümörlerdir. Bu tür leiomyomalar, genellikle kadınlarda en sık görülen türdür ve sıklıkla büyüdükçe rahim duvarını şişirir. Büyümeleri, rahim kaslarının gerilmesine neden olabilir ve bunun sonucunda ağrı, adet düzensizlikleri ve idrar yapma sorunları ortaya çıkabilir.
3. Subseröz Leiomyomalar
Subseröz leiomyomalar, rahmin dış yüzeyinde yerleşen tümörlerdir. Genellikle ağrılı değildirler ve semptomlara nadiren neden olurlar. Ancak, bu tür leiomyomalar büyüdüğünde çevreleyen organlarla etkileşime girebilir, ağrıya ve hatta idrar kesesi ya da bağırsaklar üzerinde baskı oluşturarak rahatsızlıklara neden olabilir.
4. Pediküllü Leiomyomalar
Pediküllü leiomyomalar, rahim duvarından bir sap aracılığıyla asılı duran tümörlerdir. Bu tür tümörler, subseröz leiomyomaların bir alt tipi olarak kabul edilebilir. Pediküllü tümörler, sapın etrafındaki kan damarları ile beslenir ve zamanla hareket edebilir, bu da ağrıya yol açabilir.
Leiomyoma Nedenleri ve Risk Faktörleri
Leiomyomaların kesin nedeni bilinmemektedir, ancak bazı faktörler bu tümörlerin gelişimine katkıda bulunabilir. Bu faktörler genetik, hormonal ve çevresel etmenler olarak sınıflandırılabilir.
1. Genetik Faktörler
Ailede leiomyoma öyküsü olan kadınlarda, bu tümörlerin gelişme olasılığı daha yüksektir. Genetik yatkınlık, tümörlerin gelişmesinde önemli bir rol oynayabilir. Ayrıca, bazı genetik mutasyonlar, leiomyomaların gelişimine yol açabilir.

2. Hormonlar
Estrojen ve progesteron gibi kadınlık hormonlarının leiomyomaların gelişiminde önemli bir rolü olduğu düşünülmektedir. Bu hormonlar, rahim kas hücrelerinin büyümesini ve çoğalmasını uyarır. Özellikle üreme çağındaki kadınlar, hormonal değişiklikler nedeniyle daha fazla risk altındadır.
3. Yaş
Leiomyomalar genellikle üreme çağındaki kadınlarda görülür, ancak menopoz sonrası kadınlarda da bazı vakalar ortaya çıkabilir. Menopozdan önceki yıllarda, hormon seviyelerindeki değişiklikler tümörlerin büyümesini teşvik edebilir.
4. Etnik Köken
Afro-Amerikan kadınları, diğer ırk gruplarına göre daha yüksek oranda leiomyoma gelişimi riski taşır. Bu grup, daha büyük ve daha semptomatik leiomyomalar geliştirme eğilimindedir.
5. Obezite
Aşırı kilolu olmak, hormonların vücutta farklı şekilde dengelenmesine neden olabilir. Obezite, özellikle fazla yağ dokusu bulunan kadınlarda daha fazla leiomyoma riskiyle ilişkilidir.
6. Diğer Risk Faktörleri
Yüksek tansiyon, erken adet görme ya da geç menopoz gibi faktörler de leiomyoma gelişimini tetikleyebilir.
Leiomyoma Belirtileri
Çoğu leiomyoma, belirgin bir belirtiye yol açmaz ve genellikle kadınların rutin jinekolojik muayeneleri sırasında fark edilir. Ancak, büyüdükçe ve çevre dokulara baskı yapmaya başladıkça, aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:
1. Adet Düzensizlikleri
Leiomyomalar, özellikle submukozal ve intramural türleri, adet dönemlerini düzensizleştirebilir. Şiddetli adet kanamaları, uzun süren adet dönemleri veya ara kanama görülebilir.

2. Pelvik Ağrı ve Basınç
Leiomyomalar büyüdükçe, pelvik bölgede ağrı ve basınç hissi yaratabilir. Bu ağrı, pelvik organlar ve idrar yollarına baskı yaparak, idrar yaparken zorluk, kabızlık veya bacaklarda ağrıya neden olabilir.
3. İdrar Problemleri
Büyüyen leiomyomalar mesaneye baskı yaparak, idrar yapma sıklığını artırabilir. Bu durum, idrarın tam olarak boşaltılamaması, acil idrara çıkma ihtiyacı ve idrar tıkanıklığına yol açabilir.
4. İnfertilite
Çok sayıda büyük leiomyoma, rahim içinde yapısal değişikliklere neden olabilir ve bu da hamilelik şansını azaltabilir. Submukozal fibroidler, rahim boşluğunu tıkayarak implantasyonu engelleyebilir.
5. Sırt Ağrısı
Büyük leiomyomalar, sırtın alt kısmına baskı yaparak sırt ağrılarına yol açabilir.
6. Mide ve Bağırsak Problemleri
Büyüyen leiomyomalar, bağırsakları sıkıştırarak kabızlık, gaz ve şişkinlik gibi sindirim sorunlarına yol açabilir.
Leiomyoma Tanısı
Leiomyoma tanısı genellikle jinekolojik muayene ve görüntüleme testleriyle konur. Birçok vakada, doktorlar pelvik muayene sırasında rahimdeki kitleyi fark edebilirler. Tanıyı kesinleştirmek için şu yöntemler kullanılır:
1. Ultrasonografi
Pelvik ultrason, leiomyomaların boyutunu ve yerini belirlemede yaygın olarak kullanılan bir testtir. Bu test, rahimdeki anormal kitleleri ve fibroidlerin yapısını görmek için etkili bir yöntemdir.
2. Histeroskopi
Histeroskopi, rahmin içini doğrudan görmek için kullanılan bir prosedürdür. Bu işlem, submukozal fibroidlerin tanısında özellikle yararlıdır.
3. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG)
MRG, özellikle büyük ve karmaşık fibroidlerin tanısında kullanılır. Bu yöntem, fibroidlerin diğer rahim hastalıklarından ayırt edilmesinde yardımcı olabilir.
4. Bilgisayarlı Tomografi (BT)
BT taramaları, özellikle genişleyen veya anormal fibroidlerin tanısında yardımcı olabilir.
Leiomyoma Tedavi Seçenekleri
Leiomyomalar çoğunlukla iyi huyludur ve tedavi gerektirmez. Ancak, semptomatik vakalarda veya büyüyen fibroidlerde tedavi seçenekleri mevcuttur.
1. İlaç Tedavisi
- Hormonal Tedavi: Hormonları dengelemeye yardımcı olan ilaçlar, özellikle doğum kontrol hapları, fibroidlerin büyümesini sınırlayabilir ve adet kanamalarını düzenleyebilir.
- GnRH Analojikleri: Gonadotropin salınımını inhibe eden bu ilaçlar, östrojen seviyelerini düşürerek fibroidlerin küçülmesine yardımcı olabilir.
- Anti-inflamatuar İlaçlar: Ağrıyı kontrol etmek için non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar (NSAID’ler) kullanılabilir.
2. Cerrahi Tedavi
- Myomektomi: Fibroidlerin çıkarılması işlemi olan myomektomi, özellikle çocuk sahibi olmayı isteyen kadınlarda tercih edilir.
- Histerektomi: Rahmin tamamen alınmasıdır ve semptomlar kontrol altına alınamazsa uygulanabilir. Histerektomi, son çare olarak düşünülür.
3. Diğer Yöntemler
- Uterin Arter Embolizasyonu: Bu prosedür, fibroidlere kan sağlayan damarları tıkayarak büyümelerini durdurur.
- Fokuslu Ultrasonik Ablasyon: Bu yöntem, fibroidleri hedef alarak yüksek frekanslı ultrason dalgalarıyla yok eder.
Leiomyomalar, genellikle iyi huylu ancak zaman zaman ciddi semptomlara yol açabilen tümörlerdir. Her ne kadar çoğu kadın leiomyomalarla semptom yaşamasa da, büyüyen ve ağrıya yol açan fibroidler, tedavi gerektirebilir. Gelişmiş görüntüleme teknikleri ve tedavi seçenekleri sayesinde, leiomyomaların yönetimi günümüzde daha etkili hale gelmiştir. Her kadının durumu farklı olduğu için, en uygun tedavi yönteminin belirlenmesi, doktorla birlikte karar verilmesi gereken önemli bir adımdır.